bizim gençliğimiz trt2 deki ressam amcanın resme sıçtığı an sanrısıyla geçti kuzum.., teyakkuzuz: )

90 larda çocuk olmuştur..
ufacıkken evinde commodore 64 ü vardır, ömrünün tazecik yıllarında bütün yaz tatillerini, hafta sonlarını kafa ayarı yapmakla harcadığı için zen felsefesini öğrenmiş sabır konusunda hz. eyubu geçmiştir.. gerekirse dial up ile kazaadan film bile indirebilir, 16 ay askerlik yapar ama gıkı çıkmaz..


7 Ekim 2007 Pazar

Sormadan görmeden edebilir mi gönül

Sevgiden muhabbetten sorgulayabilir mi zihin

Her yeri gösteren pencerem

Açabilir mi yenisini sen olmadan

Açık kapı vermeden anlamsızlığımdan

Üşüşebilirim başına kuruntumdan

Zedelenen iki yürek birken

Ağlamam artık kendime

Ne gördün ne işittin ki oyunu bozan

Sınırı aşan sözlerim dimağımı yakar

Pişmanlığım aynamı kırar

Ağlamam artık kendime

Gülümseyişimde aklıma düşerken sen

İzi kalmadan çıkaramadım kırgınlığını

Özür dilemenin binbir yolu varken

Sevgimin arkasına sığındım

Hiç olmak isterim hayatta paylaşırken sevgimi

Bölemem kuyunun içindeki suyu akar içime

Sonsuz susuzsuzluk vaad ediyorum sana

Taşırken beni benimle …

6 Ekim 2007 Cumartesi

Bir kalp kırıldığında...


Bir oyun oynayalım mı
Herkes açsın kalbini
Oyun oynayalım mı

Bir oyun oynayalım mı
Herkes söylesin adını
Oyun oynayalım mı

Her kalp bir büyük dünya
Ve bir kalp kırıldığında
Hayata dair ne varsa
üzerinde o dünyanın başlar yok olmaya

Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada

Her kalp kırıldığında
Bir yerlerde yolculuk başlar
Mavi renkten siyahlığa
Her bir kalp kırıldığında

Bir oyun oynayalım mı
çocuklar gibi beraber
Oyun oynayalım mı

Bir oyun oynayalım mı
Kırmayalım birbirimizi
Oyun oynayalım mı

Her kalp ayrı bir dünya
Ve bir parça kristal aynı zamanda
Bir de bilmeyerek değil ama bilerek kırılmışsa
Artık acı da duymaz başlar yokolmaya

Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada

Her kalp kırıldığında
Yolculuk başlar mavi renkten
Siyahlığa, karanlığa
Her bir kalp kırıldığında...

29 Eylül 2007 Cumartesi

Eğer birini seviyorsanız,onu serbest bırakın..!


• eğer birini seviyorsan; o'nu serbest bırak... Dönerse senindir; dönmezse zaten hiç senin olmamıştır...

(karamsar) eğer birini seviyorsan o'nu serbest bırak... Dönerse senindir; zaten dönmeyeceği de kesindir.

(şüpheci) eğer birini seviyorsan o'nu serbest bırak... Dönerse bu işte bi bit yeniği var demektir..

(iyimser) eğer birini seviyorsan o'nu serbest bırak... üzülme, dönecektir!...

(greenpeace) eğer birini seviyorsan o'nu serbest bırak... aslına bakarsan tüm canlılar hür olmalıdır..

(biyolog) eğer birini seviyorsan o'nu serbest bırak ki evrimini tamamlaması mümkün olsun..

• eğer birini seviyorsan onu serbest bırak..sonra da ne yaptığını düşün, düşün de aklın başına gelsin bi daha bırakmamayı öğrenirsin...

• eğer birini seviyorsan vazgeçme önemli olan karşılık alman değil senin sevmendir.

(mali eksper) eğer birini seviyorsan o'nu serbest bırak...dönerse borç almaya devam edebilirsin dönmezse ara ve borçlarının üstüne yattığını söyle..

(bencil) eğer birini seviyorsan kendini serbest bırak.. niye diye sorarsa seni hiç alakadar etmez! de.

• eğer birini seviyorsan o'nu serbest bırak... dönerse bi daha serbest bırak. gene dönerse gene bırak...

• eğer birini seviyorsan boş ver bunları okumayı da git bi sor ne yapıyor ne ediyor diye

(ruh hastası) eğer birini seviyorsan onu serbest bırak ve gizlice takip et bakalım kime gidecek o.....

(psikopat) eğer birini seviyorsan onu serbest bırak kafasına odunu geçirdikten sonra parçalanmış suratına tükür artık sevmekten vazgeçeceksin.

(koruyucu) eğer birini seviyorsan ve eğer o sevdiğin benim kız kardeşimse senin kafanı gözünü kırarım

• eğer birini seviyorsan o sevdiğin köpekse çömelince ısırmıyorlar haberin olsun

(gıcık) eğer birini seviyorsan bunu ona sakın söyleme

(solcu) eğer birini seviyorsan ona devrimden bahset, ona doğacak kızıl güneşten bahset insan olmaktan, halkımızın özgürlüğünden bahset bunlara inanabiliyorsa hala, o senindir.

(sağcı) eğer birini seviyorsan ona otağımızdan bahset ötügen yolundan asenadan bahset asil kanımızın, başımızı dik tutmasından bahset bunlara inanabiliyorsa hala, o senindir.

22 Eylül 2007 Cumartesi

hayat'I İPLİYOR MUYUZ??

Düşünmeden cevap verirsem "kesinlikle hayır!"olurdu cevabım hiç şüphesiz ama biraz derine indiğimde; aslında durumun hiç de öyle olmadığını hemen anlıyorum...
Çoğu zaman hayatla dalga geçen,onu hiç ciddiye almayan,onunla iyi anlaşmayı başarabilmeyi hedefleyen ama yaşamayı ciddi boyutta seven bi insan olduğumu düşünüyorum...
Tanıdığım çoğu insan bilir benim ne derece umursamaz biri olduğumu,hiçbişeyi büyütüp dert etmediğimi hatta olayı abartıp "son derece sorumsuz!!" olduğumu söyleyen bi arkadaşım bile olmuştu...Olayları çoğu kez oluruna bırakmayı tercih ediyorum çünkü bişeyleri değiştirmeyi ne derece istediysem de eğer olmaması gerekiyorsa ne yaparsam yapayım,ağzımda kuş da tutsam olmayacağının bilincine vardım artık.Olmuyorsa olmuyo belki de bu yüzden iplemiyorum çoğu şeyi..
İplemiyorum diyorum ama aslında göründüğü gibi değil...Şöyle ki içimde biriktiriyorum,biriktiriyorum,biriktiriyorum ve yine biriktiriyorum,ama insanlar sanıyolar ki unutup gidiyorum(!) Sadece içimde oluyolar onlar ama işin ilginç yanı ben bunun farkında bile olmuyorum,ben de onlar gibi ciddi anlamda iplemediğimi düşünüyorum.Ne zaman ki bardak doluyor ve son damla ile taşıyor o zaman dank ediyor..İlk şaşkınlıkla yav diyorum "ben neleri iplemedim bunu neden dert ediorum ki???"
Benim gibi olan biçok insan vardır tahminimce aynı duyguları mı paylaşıyoruz?
Ne?? "EVET" mi?
O zaman şu şekilde avutabiliriz kendimizi: (Züğürt teseliisi değil!Yani sanırım:D)
Diğer insanlarla kıyaslarsak kendimizi: Her seferinde üzülmektense biriktirip tek seferde üzülüoruz,tek seansta kurtuluyoruz hepsinden...
Bu bi süre idare edio en azından=))

21 Eylül 2007 Cuma

***



''Ben hayatımda hiç yalan söylemedim'' diyebilecek bir babayiğit var mıdır yeryüzünde bilmiyorum lakin yalanlar hayatımızın bir parçası olmuş durumda..
Küçük beyaz yalanlar bir tarafa; insanın gözününü içine baka baka kallavi yalanlar söyleyenler de az değil. (Kendilerinin halk arasında nasıl isimlendirildikleri konusuna hiç gelmeyeyim; durduk yere terbiyesizleşmeyelim şimdi!)

Bence bazı yalanlara yasak getirilmeli. Özellikle de birazdan iredeleceğim 2 tanesi kesinlikle tedavülden kalkmalı; uzayın derinliklerine yollanmalı acilen:

ÖNEMLİ OLAN İÇ GÜZELLİKTİR:

İşte insanlık tarihinin görüp görebileceği en büyük yalan! Ötesi yok!

Önemli olan iç güzellik olduğu için hepimiz dış görünüşümüze özen gösteriyoruz; kadınlar kuaföre, makyaja, giyime, - yeri gelince- estetik operasyonlara bu kadar para bayıyor; erkekler yok fiyakalı kıyafetlerdi, yok saçının şekli şemali jölesiydi, parfümüydü; bu yüzden önem veriyor değil mi?
Zaten biz kadınlara hep Quasimodo görünüşlü erkekler çekici gelmiştir! Yakışıklı olsun, tipi yerinde olsun hiiiiiiç önemli değil! Zaten neydi; ÖNEMLİ OLAN İNSANIN İÇİNİN GÜZEL OLMASI canııım! :P
Erkekler de nerde marsık gibi kadınlar var onlara bayılırlar; Adriana Lima, Milla Jovovich filan bunlar boş işler! Ya içleri güzel değilse bu kızcağızların? Önemli olan es geçilemez! :P

PARA HERŞEY DEMEK DEĞİLDİR ya da diğer bir değişle PARA ÖNEMLİ DEĞİL:

''Böhhhhh'' diyorum!
Para önemli değilmişmiş!Bak sen şu işe yahu!

''Hangi devirde yaşıyorsun sen?'' derler adama! Öyle bir zaman ki bu, asıl para = herşey demek ne yazık ki..
Akıl var mantık var; bugün en basitinden bir markete gitsen, 2 ekmek alsan; kasiyer parayı istediğinde ''Para önemli değil, unutma ki herşey para demek değildir kasiyer kardeş. Haydi gel el ele tutuşalım, barış ve sevgi şarkıları söyleyelim!'' mi diyeceksin ey yalancı vatandaş!?

Para önemli olmasaydı hiçbirimiz karşılığında para aldığımız ve ancak bu şekilde hayatımızı idame ettirebildiğimiz işlerde çalışmak zorunda kalmazdık.
Ev kirası, elektrik, su, telefon parası hep bu önemsiz kağıt parçasıyla ödeniyor neticede:

- Osman bey; kiranın günü bir hayli geçti; ödeseniz diyorum.
- Para dediğin nedir ki gül yüzlü evsahibim benim! Elinin kiri işte!
- Tabi tabi öyle be Osmancım, hepimizin başında aynı dert... 550 lira verecen ha yalnız, karışıklık olmasın. Geçen aydan da 50 lira borcun vardı hani..
- Onu diyordum ben de; para önemli değil. Hayatta paradan daha önemli şeyler de var. Para herşey değildir. Yerde 1 lira bulsam almam ama 10 lira bulsam alırım, lazım felan olur, o maksatla! Yoksa para herşey demek değildir biliyorsun değil mi?!
- Evi 1 hafta içinde boşalt Osman!
- Para dedim, önemli diil dedim!
- 3 gün oldu!
- ***
insanların bu ikiyüzlülüğünü anlamıyorum: para önemli değil derken hayatlarının büyük bir kısmını sırf para kazanabilmek için heba etmelerini...

Biz senin için hep en iyisini dileriz yavrum...


İki tip beşerden bahsedeyim sana. Birincisi ebeveyinlerin onun üzerine diktiği kıyafeti hiç istemese bile itiraz bile etmeden giyen ve sonunda mutlu mutsuz yaşayan (ot) beşer. İkincisi, dikilen kıyafete itiraz eden fakat zorla susturularak, ezilerek sıkış tepiş kendini bu kıyafetin içinde bulan beşer. (sen hangisisin?) Birincinin durumu belli mutlu olsada yaşıcak (gıkı çıkmaz onun) mutsuz olsada... ya ikincisi...
A) soyunup çırıl çıplak bi şekilde hayata yeniden başlamalı ki o kadar kolay olsa zaten hiç durmaz yapardı.
B) üstünde ki kıyafeti bi nebze olsun kendine göre değiştirmeye çalışıp mutsuz olmaya devam etmeli.
C) halini muhafaza edip sadece hafta sonları istediği kıyafeti giyip mutsuz olmaya devam etmeli.

D) fütursuzca kalp hastası babasına gidip; "verdiğin kıyafeti çıkaracağım baba. Şu anda kalpten gitmezsen -gitmese bile yine ilk başta olduğu gibi duygu sömürüsü yaparak "'çıkarma oğul bak kalbim var ölürüm sonra"' diyeceği kesindir- acaba bana yardım eder misin?" demeli.

E)Daha orjinalini yapardı. örneğin ....

20 Eylül 2007 Perşembe

Ben Türkçem'İ Seviyorum

Yıl: 1965
"Karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. Nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. Buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. Üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle 'akşam-ı şerifleriniz hayrolsun' dedim.."

Yıl: 1975
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Ne yapacağıma karar veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum,
yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'iyi akşamlar' dedim.."

Yıl: 1985
"Karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. Nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. Amma ve lâkin kısa bir süre sonra
kendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. Üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle 'hayırlı akşamlar' dedim.."

Yıl: 1995
"Karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. Fenâ hâlde kal geldi yâni.. Ama bu iş bizi bozar dedim. Baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim..
Manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle 'selâm' dedim.."

Yıl: 2006
"Âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. Oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. Ama concon muyum ki ben,
baktım ki o da bana kesik.. Sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. 'Hav ar yu yavrum?'"

Yıl: 2026
"Ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. Off, ay dont nov âbi yaa.. Ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita.. 'Heeey beybi..'"